OSMANLILARDA DEVLET ANLAYIŞI
Osmanlı Devleti; ülkeyi hanedan mensupları arasında
paylaştırmadığı ve idarecilerini başkentten atadığından merkezi, padişahlar
mutlak egemen güç olduğundan mutlak monarşik, İslam hukukunu ve kurallarını
uyguladığı, Birinci Selim'den itibaren padişahların halifelik makamını
üstlendiğinden teokratik, çok uluslu yapısından dolayı da imparatorluk özelliği
göstermiştir.
Osmanlı Devleti'nde devleti yönetime yetkisi, Osmanlı hanedanına
ait olup bu anlayış devletin yıkılışına kadar devam etmiştir. Padişahlık, Osman
Bey'in erkek soyundan gelenlere ait idi. Ancak tahta kimin geçeceği konusundaki
belirsizlik tam olarak ortadan kaldırılmamıştır. Fatih Sultan Mehmet'in
hazırladığı Kanunname-i Ali Osman (Fatih Kanunnamesi) ile tahta geçen padişaha
kardeşlerini öldürme yetkisi verildi.
Bununla, başa geçen padişahın taht kavgalarının uzamasını
önleyebilmesi, ülke topraklarının paylaşılmasının önlenmesi ve merkezi
yönetimin güçlendirilmesi amaçlanmıştır.
1603-1617 yılları arasında tahtta kalan Birinci Ahmet'ten
itibaren ekber ve erşed sistemi uygulanmaya başlandı. Bu sisteme göre Osmanlı
hanedanı içerisinde yaşça en büyük ve olgun olan tahta çıkacaktı.
Bu sistemin en önemli amacı taht kavgalarını önlemektir.
Bu uygulamayla ilk kez veraset bir kurala bağlanarak kimin
tahta geçeceği konusundaki belirsizlikler ortadan kalkmıştır.
XVI. yüzyıldan önce bütün şehzadeler sancağa çıkarak
ülkesini ve halkını daha yakından tanıma olanağı elde ederek yönetimde tecrübe
kazanırlardı. Ancak ekber ve erşed kanununun rahatça uygulanabilmesi için
şehzadelerin sancaklara gönderilme usulü kaldırıldı. Bunun yerine sarayda
kalmaları sağlandı, yani kafes usulü getirildi. Bu durum şehzadelerin devlet
yönetiminden uzak kalmalarına ve yeterli bilgi sahibi olmamalarına sebep oldu.
XVII. yüzyılda, şehzadelerin sancağa çıkma usulünün
kaldırılmasıyla şehzadeler askeri, idari ve siyasi alanlarda deneyim kazanma
olanaklarını yitirmiştir.
Sancakta yetişerek tahta çıkan son
Osmanlı padişahı Üçüncü Mehmet’tir.
Padişahların Tahta Çıkması Devlet adamlarının padişaha
bağlılık bildirmesine biat denirdi. Böylece şehzadenin hükümdarlığı onaylanmış
olurdu. Padişahların tahta geçiş törenlerine kılıç alayı denirdi. Padişah olan
şehzade, Eyüp Sultan'da kılıç kuşanırdı. Tahta çıkan padişah Kapıkulu
askerlerine cülus bahşişi (tahta geçme bahşişi) dağıtırdı. Padişah buyruklarına
ferman, hattı-ı hümayun gibi adlar verilirdi.
0 comments:
Yorum Gönder