Osmanlı'da Ekonomi
Aşağıdaki yazıda Osmanlı Ekonomisi hakkında detaylı bilgi verilmiştir.
Tarım, hayvancılık, sanayi, madencilik ve ticaret
ekonomisinin dayandığı temel sektörlerdi.
Osmanlı'da ekonomik faaliyetlerinin tümü halkın sıkıntıya düşmeden bolluk içinde yaşamasını sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.
Osmanlı'da ekonomik faaliyetlerinin tümü halkın sıkıntıya düşmeden bolluk içinde yaşamasını sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.
1.TOPRAK
Temeli tarıma dayanan Osmanlı ekonomisinde toprak önemliydi.
Fethedilen topraklar tahrir defterleri'ne yazılırdı. Toprak yönetimi
Selçuklulardaki ikta sistemine benzerdi.
Toprak, Osmanlıda devletin malıydı. Kullanma hakkı halka ait
olup, üretilen malın sahibi halktı. Devlet topraklarının genel adı hazine
arazisi anlamına gelen miri arazidir. Toprak, kullanış ve veriliş amaçlarına
göre isimler almıştır.
MİRİ ARAZİLER
A) Dirlik Arazileri
Geliri devlet tarafından savaşta yararlılık gösterenlere ve
devlet memurlarına maaş karşılığı olarak verilen arazilerdi. Üçe ayrılırdı.
1. Has
Geliri 100 bin akçeden yukarı olan arazilerdi. Birinci
derecede devlet memurlarına (divan üyeleri gibi) verilirdi. Has sahibi
gelirinin her 5000 akçesi için bir "cebelü (atlı asker)" beslemek
zorundaydı.
2. Zeamet
Geliri 20 bin ile 100 bin akçe arasında olan arazilerdi.
İkinci derecedeki devlet memurlarına verilirdi. Zeamet sahibi de gelirinin her
5000 akçesi için bir atlı asker beslemek zorundaydı.
3. Tımar
Savaşta yararlılık gösterenlere ve hizmet karşılığı verilen
araziler olup, geliri 3.000 ile 20.000 akçe arasında olanlardı. Tımarlar kendi
arasında bölümlere ayrılırdı. Timar sahibi de gelirinin her 3000 akçesi için
bir "cebelü" beslemek zorundaydı.
Eşkinci Timarı ve Kılıç Timarı
Savaşta yararlılık gösterenlere verilirdi.
Hizmet Timarı
Saraydaki hizmetlilere verilen arazilerdi.
Müstahfaz Timarı
Cami imamlarına, hafızlara verilen timarlardı. Bu İslamiyete
verilen önemi gösterir.
Dirlikler dağıtılırken, verilen kişilerin makamları ile
toprağın gelirleri arasında bir paralellik kurulmuştur.
Dirlik Sisteminin Faydaları
- Toprakların iman sağlanmıştır. Bu da tarımsal üretimi arttırmıştır.
- Devlete yük olmadan güçlü bir ordunun yetişmesini sağlamıştır (Timarlı sipahiler).
- Başlangıçta göçebe Türkmenlerin yerleşik hayata geçmesini sağlamıştır.
- Timarlı sipahiler kırsal bölgede güvenliğin sağlanmasında etkili olmuşlardır.
Toprağın sahibinin devlet olması, sadece gelirin didik
sahibine verilmesi, toprak üzerinde feodalleşmeyi önlemiştir. Avrupa
feodalitesi ile arasındaki en önemli fark budur.
Didik arazilerden toplanan gelirlerin merkeze gelmemesi,
Osmanlılarda merkezi bir vergi toplama sisteminin oluşumuna engel olmuştur.
Yurtluk Araziler: Geliri sınır boylarında görev yapan askerlere (akıncılar)
verilen arazilerdir.
Ocaklık Araziler:Geliri kale muhafızları ile tersane giderlerine ayrılan
arazilerdir.
Paşmaklık: Hanedan kadınlarına verilen arazilerdir.
Mukataa: Gelirleri doğrudan doğruya devlet hazinesine gönderilmek üzere
ayrılan arazilerdir.
VAKIF ARAZİLER
Geliri hayır kurumlarına ayrılan arazilerdir. Alınıp
satılamaz, devlet el koyamazdı.
MÜLK ARAZILER
Şahısların özel mülkü olan arazilerdir. Alınıp satılabilir ve miras olarak bırakılabilirdi.
Öşri Araziler: Müslüman vatandaşlara ait arazilerdi.
Haraci Araziler: Gayrimüslim vatandaşlara ait arazilerdi.
Osmanlıda toprak üzerinde üretimin sürekliliğin
sağlanabilmesi için 3 yıl toprağını mazeretsiz olarak boş bırakanların toprağı
ellerinden alınmıştır
Mevat Topraklar ölü topraklardır. Gelir getirmeyen taşlık,
kıraç, bataklık araziler bu gruba girerdi.
Metruk Araziler Terkedilmiş araziler olup sahibi belli
değildir.
![]() |
Osmanlı Ekonomisi |
2.HAYVANCILIK
Osmanlı ekonomisinde hayvancılığın yeri önemliydi. Göçebeler
geçimlerini tamamen hayvancılıktan sağlıyorlardı. Devlet göçebelerden hayvan
sayısına göre adet-i ağnam adlı vergi alıyordu. Şehirlerin et, yağ, yoğurt,
tereyağ ve peynir gibi ihtiyaçları göçebeler tarafından karşılanırdı.
Hayvancılıktan ulaşım ve taşımacılık, et, süt ve yün gibi temel ihtiyaçların
karşılanmasında ve dokuma sanayisinden de faydalanılmaktaydı. Bununla beraber
deri sanayide gelişmişti. Göçebelerin dışında köylüler de hayvan besliyorlardı.
Hayvancılığın önem kazanması sonucu Bursa, ipek; Selanik, çuha; Bulgaristan, aba;
Ankara tiftik üretimmerkezleri olarak önem kazandı.
3. TICARET
Üretilen malların tüketiciye ulaştırılması etkinliğine
ticaret denilmektedir.
İç Ticaret Osmanlı Devleti, ticaretin gelişmesine önem
vermiştir. Ticaret devlet tarafından teşvik edilmekteydi. Bundan dolayı
ticaretten alınan vergiler düşük tutulmuş, ticaret yollarının güvenliği
sağlanmıştı. Fethedilen yerlerde ticaret yapanların çalışmaları engellenmemiş
hatta vergi karşılığında ayrıcalıklar verilmiştir. Ticaret yolları üzerinde at,
katır ve deve kervanlarının sefer yapmaları için gerekli olanak hazırlanmıştı.
Ana yollar ve geçitlerin güvenliği derbentçi denilen görevliler tarafından
sağlanırdı. Şehirlere gelen mallar bedesten denilen çarşı ve kapan hanlarında
toplanır ve satışa sunulurdu.
Osmanlı'da ilk bedesten Orhan Bey zamanında Bursa'da,
ikincisi ise Mehmet Çelebi Döneminde yine Bursa'da İpek Hanı adıyla yapılmıştır
Kapan hanları, tek cins ticaret maddesinin toptan satışı ya
da dağıtımının yapıldığı kapalı pazar yerleridir. Kapan hanları, toplayıp
dağıtma işini yaptıkları malın adını alırlardı. Örnek olarak un kapanı, yağ
kapanı gibi...
Ürettiği malı satan ya da ticarete aracılık eden esnaflar
Ahiliğin bir kolu olan Lonca Örgütü'ne üye idiler. Her esnaf bir Loncaya
kayıtlı olmak zorunda idi. Bir kişinin esnaf olabilmesi için çıraklık, kalfalık
ve ustalık eğitimi görmesi gerekliydi. Ustalık belgesi aldıktan sonra devletin
izni ile dükkan açabilirdi. Ustanın dükkan açma hakkına gedik denilirdi.
Loncaların Görevleri
- Esnaf ve zanaatkarlar arasındaki anlaşmazlıklar çözmek ve dayanışmayı sağlamak
- Malların kalitesini kontrol etmek
- İşini büyütmek isteyen esnafa yardım etmek
- Narh denilen resmi fiyatlan belirlemek
- Esnafla devlet arasındaki ilişkiyi kurmak
- Esnafların ahilik terbiyesine uygun davranmasını sağlamak
- Mesleki eğitim vermek böylece çırak, kalfa ve ustalık hiyerarşisi içinde işgücü yetiştiriliyordu.
- Çarşı ve pazar yerleri muhtesip adı verilen belediye zabıtaları tarafından denetlenmekteydi. Bunlar satılan malların kalitesini ve fiyatını kontrol ederlerdi.
- Dış Ticaret Osmanlı Devleti'nin Anadolu'da egemenlik alanını genişletmesi ve liman şehirlerinin hakimiyet altına alınması ile dış ticaretin gelişmesi sağlandı. Edirne, Amasya, Tokat ve Bursa gibi şehirler ticaret merkezleri haline gelmişti.
0 comments:
Yorum Gönder